bugün

entry'ler (43)

instagram

Bir türlü giriş yapamadığım, mailime gelen kodu her defasında hatalı diye kabul etmeyen uygulama, ne olacak ya şimdi bir çözümü var mıdır?

özlemek

deli gibi özlemek, içinde bulunduğum durum bu çünkü hiçbir mantık içermiyor, sadece kalbi ile düşünenler anlayabilir bu hali ya da anlaşılmaz ne farkeder. ne gidip yüzüne söyleyebiliyorum ne ima edebiliyorum ne de unutabiliyorum. hayattayken sanki ölmüş gibi ona ulaşamıyorum, yollar uzuyor kapılar kat kat örtülüyor ruhum firar ediyor içim yangın yeri. ne vakit böyle olmuştum ya da hiç bu kadar yoğun hislerle boğuşup çaresiz kalmışmıydım. her anımda yanımda düşünmediğim an var mı yok ama o da yok.

sevip söyleyememek

gururum gardını kollar gururum delik deşik sana. bu şarkıyı soylememe sebebiyet veriyor. bana kimse hayır diyemez en iyisi hiç açılmamak.

aşık olmak

aklım firar ediyor, mantık başka yana kaçıyor. ruhumu sarıyor gözleri bakışı bu kadar saf hissiyatlar kalbime dahi ağır gelecek hale geliyor.

hüzün

uzun zamandır bünyemi istila etmiş ruh halim. mutluluk tadına pas karışmış ne olduğunu dahi unuttum. ah güzel günler bana da kendini hatirlatsan.

49 milyon vatandaşın kimlik ifşası

kendi bilgilerimi açıp göremediğim halde bakanlar sayesinde sitede bilgilerimin yer aldığını biliyorum. kimi kime şikayet edebilirim. başıma bir şey gelmiş olsa nasıl kanıtlanabilir ki bu durum. bu tür bir bilgi nasıl korunamaz, üstüne ifşa edilmesi engellenemez.

sevilen şarkının vurucu cümlesi

böyle bir kara sevda kara toprakla biter.

yazarların şu an dinlediği şarkılar

emre aydın- unut gittiğin bir yerde.

müzik

mutlu olunca ya da tam tersi yerin dibinde olduğumu hissedince müzik var yanımda. takarım kulaklığımı bir bana ait olur dünyam. depresyona sokacak kadar kendime acı bile çektirebilirim şuan yaptığım gibi.

otobüste koltuğunu 180 derece yatıran yolcu

bir daha o koltuktan kalkamamasını istediğim canlı.

sırça köşk

sabahattin ali tarafından yazılmış öykü kitabı. öyküler seneler öncesinde yazılmış olmasına rağmen bugünden hiç farkı yok. zaman geçti peki toplumsal olarak ne değişti, yine aynı dolaplar, çarpıklıklar varlığını sürdürüyor. öyküleri de masalları da kaliteli kitap.

en sevilen mevsim

ilkbahar.

cnr kitap fuarı

indirim oranları yetersiz olan fuar. büyük kitapevine gidip istediğim kitabı inceler netten siparişimi de uygun fiyata veririm. fuarda yüzde yirmi beş indirim yapmak nedir yahu. hiç indirim olmasaydı çok yapmışsınız.

sınıf arkadaşlarına takılan efsane lakaplar

siyam kedisi.

çocukken okunmuş unutulmaz kitaplar

şeker portakalı, zeze'yi hatırlayınca yeniden içim burkuldu.

gecenin şiiri

Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni

Ne kadar yakından ve arada uçurum;
insanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini

Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeli

Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki

Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği

Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki

Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini

Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
Bu böyle pek de kolay değil gerçi...

Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
Bunun verdiği mutluluk da az değil ki

Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki

inan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri.

gecenin şarkısı

göksel - gittiğinde.

günübirlik hayatlar

buram buram ölüm kokan kitap, her bölümünde ölümün ardından kalan insanlara nasıl vurduğu - hissiyat olarak- yazarı nasıl etkilediği anlatılmaktadır. yakın çevremde ölüm acısını yaşadığım bir dönemde kitabı okumak pek doğru seçim olmadı ama hayat hep güllük gülistanlık değil doğum kadar ölüm de var.

ikinci dereceden işsizlik yanığı

belirli aralıklarla saçını sürekli geriye savurup durdukça ileride önlerden saçın açılması ya da alın bölgesinde alerjik reaksiyon oluşabilir mi diye düşünmemi sağlamış, tek başına tüm izleyicilere ulaşmaya çabalayan , içinde gizli bir stand up yeteneği bulunan genç bir oyuncu tarafından sergilenen oyundur.

tess gerritsen

rizzoli & isles serisi olan kitaplarını okumaktan büyük zevk alıyorum. aksiyon,heyecan olaylar okudukça gözümde tam olarak canlanabiliyor ama seriye bağlı olmadan çıkan kitapları bir tık eksik.